Ertelemek Yok Etmektir

 Çalışıyoruz durmadan çalışıyoruz. Çabalıyoruz ansızın başımıza mutlak son gelmeyecek gibi çalışıyoruz. Asıl olanı, değerli olanı unutuyoruz. Gün geçtikçe kaybediyoruz, yitiyoruz çünkü değerimizi inkar ederek yadsıyoruz kendi benliğimizi.  Eğlenmek, zenginleşebilmek için kendini kaybetmek... Neydi hayat? Yaşamın amacı neydi? Ne için yaşıyoruz? Biz kimiz? Neden varız? İdealimiz ne? Yaşamın acı rutinleri bizi yutmayı başarabildi mi? Kendimize sorular sorarız, benliğimizi bulmak sorulardan ve cevaplardan geçer. Ben son sorunun cevabını vermek istiyorum son beş yılda hayat beni yutmak için çok uğraştı ve son iki yıldır kendi benliğimi yitirdiğimi fark ediyorum.  Bu satırları yazarken kendime dönebilmek, hayata dönebilmek için adımlarımı atmaya niyet ediyorum. Başlıkta da dediğim gibi bittiği yerde başlar hayat.  Hayat seni yutup aynı yapmak istiyorsa sen daha gür sesle "Hayır" de ve kendine gel.  Kendine gel... Hayat zor, imkanlar kısıtlı. Türlü engellerin olduğu  bir fanusta yaş

 Hepimizin ortak sorunu ya geçmişte takılırız ya da gelecek hakkında sonsuz kaygı ve korkular. Bu öyle bir karanlıktır ki onun içine girdiğinde derinlere karışırsın ve içinde kaybolursun. Neden bunları yaptım? Yarın bana ne getirecek? Olamaz mahvoldum! Bunun gibi sonu olmayan olumsuz mesajlar... Ben bu hayatta en çok anda kalmakta zorlandım, zaman zaman başardım zaman zaman ise başaramadım. Hayatta atılamayan adımların yegane nedeni bu olumsuz mesajlar. Ne yapacağız? Cevap  anda kalmaktır. Şuanı en verimli şekilde geçireceğiz. Yarın var olmak istiyorsak şuanı en doğru ve verimli şekilde kullanmak ile mükellefiz. Çok başarılı olmak istiyorsak, bugün yarın için çalışacağız. Geliştikçe gelişeceğiz. Geçmişte yaşadığımız acıları, keşkeleri ve hasreti içimizden söküp atacağız. Gelecek için korkmak yerine onun için çalışacağız ve geleceğimize hakim olacağız aksi takdirde gelecek bize olumsuz tesirlerle hakim olur.  Yarın var olmak istiyorsak şuan var olacağız. Geçmiş ve gelecekte takılı kalır

  Çok yandın, yangınından küle döndün ve şimdi bu küllerden yeniden doğma vaktidir. Anka Kuşu misali küllerinden yeniden doğarak hayatına imzanı bırakma vaktidir. Hepimizin başından geçen iyi ve kötü zamanları vardır. İyi zamanlarda enerji yüksek olarak hayatta etkin olunarak adımlar atılır ancak kötü zamanlarda her şey dibe vurabilir ve akabinde etkin olmayan durağan adımlar atılır. Bittim, yapamayacağım, yıkıldım, ayağa kalkamayacağım zannedersin.  Zannedersin diyorum çünkü sen daima ayağa kalkabilirsin, sendeki büyük lütuf seni ayağa kaldıracak yegane tılsımdır. Bu tılsımı kullan ve yolunu al. Bende yolumu ve tılsımımı kaybettim, son zamanlarda bunun daha çok farkına varıyorum ve tekrar rotama dönmek için adımlarımı atıyorum.  Hayat kısa ve maalesef durmak, pes etmek için zaman yok. Silkelen ve kendine gel. Işığını tekrar hatırla ve bunu kutsa. Işığını kutsa, ipleri eline al, ertelemeden şimdi adımlarını at ve kendine daima güven en önemlisi ışığına...

 Son zamanlarda yaşadığım ruh halinden mütevellit kendi içimde kaybolduğumu fark ettim. Hepimiz bazı zamanlarda bu durumu yaşıyoruz. Kaybolduğumuzda pusulası bozulmuş, yolunu kaybetmiş bir yolcuya dönüşürüz. Yolumuzu kaybettiğimiz içinde ulaşamıyoruz varış güzergahına.  Hastalık, işsizlik, aile, çevre, dostlar, arkadaşlar... Daha birçok örnek verilebilir bu hayatta sorun yaşama durumumuzu ortaya çıkaran etken listesine. Yolumuzu kaybetmemiz aslında kendimizi kaybetmemizdir. Bu durum ortaya çıkınca da hayatımızın iplerini kendi elimizden kaçırmış oluyoruz. Bir yaprak misali savruluyoruz bir yandan öte yana...  Farkına varmamız gereken nokta: Bu hayatta istediklerimiz her zaman olmayacak, bunun farkına varırsak yolumuz kolaylaşacak. Başka bir noktada istediğimiz hayatı her zaman yaşayamayacağız, yukarıdaki listedekilerden ya da başka nedenlerden dolayı sorunlar olabilir. Peki biz kendimizi nasıl bulacağız? Daha çok kendimize sarılarak. Koşullar ve şartlar ne olursa olsun daima kendimize

 Bu hayat türlü zorlukların zuhur ettiği bir evrendir.  Doğruyu ararız, adalet ararız, sevgi, saygı, mutluluk... Aradıklarımız sonsuzdur. Aramadan bu evrenden geçen kişi bir kişi bile yoktur. Zorlandığımız anlar olur, yarışı bırakmak isteriz, kendimizi yere atıp sessizce çığlıklarımızı haykırmak... Derdini söylemeyen derman bulamaz derler, evet derdi paylaşınca bazı şeyler değişebilir ama kimse seni de sen gibi anlayamaz, sana acı gelen bazıları için çok basit olabiliyor ya da tam zıttı.  Dünya hayallerin kirli eller tarafından yıkıldığı bir şaibedir. Mucizeler onların ellerinden ortaya çıkmaz. Kendi mucizenin kendin inşa etmelisin. Sen zaten mucizenin bizzat kendisisin. Ellerini tut. Neyi istiyorsan ona ulaşmak için kalk ve harekete geç. Hassas kalbini ortadan ikiye ayır ve duygularını kontrol et. Kırılganlığını at üstünden. Karşındakinin zaaflarını kollayanlar vardır onların zaaflığı da bu aciz ahmaklığıdır. Umursama onları. Kimsenin yardım elini bekleme çünkü bunu bekleyerek ömrünü

 Bir ah çekerek başlamak istiyorum yazıma. Kendimi her zaman amacıma adarım, adadığım amaçta ya yenilirim ya da başarıya ulaşırım. Bu sefer amacıma ulaşmak için adımını attığım yoldan fütursuzca elendim. Kurallar, kaideler, belli belirsiz değişen değişmeler... Bu değişiklik beni çok güzel eledi. Dokuz aylık emeklerim bir güzel yitti. Şimdi ne olacak? Ne yapacağım? Bunu nasıl unutacağım? Bu benim suçum mu? Cevabı belirsiz sorular. Kim umursar seni, yaptıklarını ve emeklerini. Dünya adaletin olup olmadığı belirsiz bir gezegendir ikinci seçenek baskın bence. Bir kişi ne kadar umursanır, bana göre göz ardı edilir. O halde daha çok çalışmalı daha çok adamalı ve yola devam etmeli. Umursanmıyorsan eğer umursanana kadar mücadeleye devam. Sen pes etmezsen seni eleyen olamaz. Pes ettiğin zaman, sahneyi bırakmanı isteyenlere terk etmiş olursun. Emeklerini umursamayanları görüyorsan eğer o zaman sadece kendinin umursadığı yolu seç ve ilerle. Seni senden başka kimse düşünmeyecek. Senin kadar sevmey

 Kendini gerçekleştirmek, hayatın sonuna kadar tam anlamıyla oldum diyemeyerek, benliğini ortaya çıkarıp, ona layık işlere imza atmaktır. Neden tam anlamıyla oldum diyemeyiz? Çünkü hayat gelişimin sonsuz olduğu bir yerdir ve bizde hayatımızın sonuna kadar gelişim adına çalışmak ile mükellefiz. Tam anlamıyla olmak, yaşamının sonunda bıraktığın izler ile orantılıdır. İzlerin kadar olursun. Kendini gerçekleştirmek ise benliğini bulup, onu yüceltmendir. İnsan kendini neden gerçekleştirmek ister? Kişi geliştiği zaman ilerler, ilerlediğinde birçok kişiye faydalı olur. İşte kişi gelişim ve fayda adına kendini gerçekleştirmek ister çünkü bu sayede kalıcı olma adına adımlarını atmış olur. İnsan kendini nasıl gerçekleştirir? Kendini keşfet : Kişi kendini nasıl keşfeder? Bunun cevabı sende, önce kendini tanımalısın. Bunun için kendine sorular yönelt. Şimdi önüne bir kağıt al ve şunları yaz:   zayıf yönlerim, güçlü yönlerim, yeteneğim, neyi yaparken mutlu oluyorum, ne yapmak istiyorum? B