Halet-i Ruhiye: Muhakeme Zamanı

Ölüm aslında ne kadar da basit. Ansızın geliyor başına aslında hiç ayrılıyor mu?
Kendimizi yitirdik, benliğimizi unuttuk. Kavga, kin, nefret, nankörlük... Bunları aldık yanımıza bilhassa bencilliği.
Daha çok kendimizi umursadık. Kendi dertlerimiz, kendi geleceğimiz, kendi isteklerimiz, kendi kararlarımız... Unuttuk sevgiyi, hoşgörüyü, paylaşmayı, fedakarlığı...
Ne güzeldi yaşamak, dostça, kardeşçe.
Hayat eksilenler ve yerine gelenler ile düşe kalka devam ediyor. Aslında zor bir yer. Daima çabalamalısın, durmadan devam etmelisin yoluna. Düştüğünde beklersen devam edemezsin hemen başkası geçer yerine. Yarış misali yaşamak.

Halet-i Ruhiye demişken içimdekileri dökmek istiyorum. Karşısındakinin düşüncesini önemsemeyen ve sadece kendi doğrusunu kabul eden bir kişi ile hakkımı savunma çabasına girdim ve en olmayacak durumdan küslük oldu. Yakın arkadaşımın bir sözü geldi aklıma "ilişkiler menfaat üzerine kurulu olunca men etmeler çabuk olurmuş", gerçekten de öyle çok konuya girmeden şu güzel sözü söyleyip bırakmak istiyorum bu konuyu "Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan" gerçekten doymayan bir nefsimiz var Allah gözlerimizi doyursun. Daha fazla diye diye daha daha benciller olduk. Elimizdeki ile yetinmedik, fazla olunca paylaşmadık burada sözüm herkese değil böyle yapanlara.

Ah hayat ah. Dünyanın bir köşesinde açlık ile imtihan olanlar. Bir köşesinde ülkesinde olumsuz durumlar yaşayıp oradan gidenler. Bir köşesinde salgın. Bir köşesinde mazlumlara yapılan zulümler.
Bu dünya nereye gidiyor böyle?
Kendi muhakememizi yapmamız gerekiyor.
Dünya ancak bizleri oluşturan benler değişince değişecek, ne olur değişelim.
Hayat çok kısa.
Şuan ölsen ne olacak?
Sen olmazsan dünya ne kaybedecek?
Soralım kendimize hayatımızı sorgulayalım.
Anlamı ortaya çıkaran bizleriz.

Hayatımızı sorgulayalım muhakememizi yapalım ve bir ışık gibi parlayalım.
Kendine iyi bak...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat Sana İstediğini Vermiyorsa Sen Ona Ulaşacaksın

Saimdang