Gidersen Gelemezsin 2.Bölüm
-Kimsin sen ?
-Korkma benim adım Samantha burada birini görünce tanışmak istedim.
-Eeee ne var ne oldu?
-Önce tanışalım senin ismin ne ?
-Sel.
-Memnun oldum sel.Ben burada bir hazine arıyorum elimde bir mektup var ve işaretler bu ormana getirdi beni. Büyük babam yıllar önce buraya gelmiş ve bir hazine bırakmış işte bende o hazineyi bulmak için geldim.Bana yardım eder misin?
-Öf ne hazinesinden bahsediyorsun ya o bulunmuştur çoktan,hazine mi kalır bu zamana kadar.
-Ya bulunmadıysa?
-Bulunmuştur haydi git evine.
-Sen bilirsin ben gidiyorum bulacağım bulmam şart bilmediğim yerde kaybolursam sorun değil.
Samantha kırgınlık ve kızgınlıkla ilerlemeye başladı.Sel ise öfleyerek :
-Dur geliyorum nasıl bulacaksın?Ver mektubu okuyayım .
Sel eline mektubu alır almaz suratı bozuldu.
-Burada yazan ingilizce ben ingilizceyi orta seviyede biliyorum sen al oku.Bu arada sen nasıl dilimizi konuşuyorsun?
-Büyükbabam öğretti bana,o burada uzun zaman kalmış gitmeden önce bu ormana gelip hazineyi buraya gömmüş benim buraya gelmemi istiyormuş bu havayı solumamı bu şehri görmemi ,buyüzden buraya gömmüş .
-Anladım mektupta neler yazıyor?
-Bir çeşme varmış doğrumu?
-Evet ormanın kuzey kısmına doğru büyük bir yokuş var o yokuşun kenarında bir çeşme var diye hatırlıyorum bence oradan bahsediyordur.
-Tamam gidelim o zaman.
-Nerelisin sen Samantha?
-İngilizim ben.
-Büyük baban neden buraya gelmiş?
-Büyük babam tarihçi benim gezmeyi araştırmayı çok seviyormuş bu yüzden Türkiye ye gelmiş buranın tarihi yapısını öğrenmek tarihini incelemek için.
-Anladım.
-Sel buranın tarihi açıdan beni bilgilendirebilir misin?
-Tabi ki, burası Bizans döneminde de Osmanlı döneminde de İstanbul'un su kaynağıydı Osmanlının padişahı Kanuni Sultan Süleyman Belgrad seferinin dönüşünde getirdiği Belgradlı insanları buradaki bir köye yerleştirmiş orası Belgrad köyü adını alınca bu ormanda adını o köyden almış.
-O padişah kim?
-Kanuni Sultan Süleyman Osmanlının en güçlü padişahlarından birisi hayatını seferlere adamış devletin sınırlarını baya genişletmiş bir padişahtır.
-Anladım büyükbabamın burayı neden seçtiğini daha iyi anlıyorum burası tarih kokan bir şehir iyi ki geldim.
-Aynen burası tarih şehri bu arada sen nasıl buraya geldin tek misin ailenle mi geldin?
-Tek geldim büyükbabam 1 yıl önce öldü bana bir mektup bırakmıştı 18 yaşına gelince bankada sana para bıraktım birde yeni bir mektup o mektubu oku ve sana bıraktığım hazineyi bul okur okumaz biletimi alıp aileme gezicem diyerek geldim buraya.
-Kızmadılar mı tek gelmene?
-Bana öyle karışmazlar rahat büyüdüm ben ondan rahatça geldim.
-Süper ya bizimkiler başka şehre bile yollamazlar beni.
Birbirleriyle muhabbet ede ede yürüdüler ,tartıştılar ,güldüler.
Birbirleriyle iyi anlaştılar Sel'in kafası bir anlıkta olsa dağılmıştı,merak ve mutluluk hakimdi içinde. Yorula yorula ulaştılar çeşmeye.
-Evet Samantha şimdi ne diyor ?
-Çeşmenin arka tarafında bir ağaç varmış ağacın dib kısmında bir işaret varmış çakıyla kazınmış gibi gözüken.
-Hangi birine bakıcaz? Şu ağaçlara bak !!!
-Haydi Sel bakıcaz mecbur .
Aramaya başladılar arayıp dursalar da ne yazık ki bulamıyorlardı.
Çok yoruldukları için dinlenmeye karar verdiler.Sel dinlenirken bir şeyler düşünmeye başladı ve aniden aklına bir fikir geldi.
-Samantha bence büyük daha büyük ağaçlara bakalım sonuçta bir hazine arıyoruz ağaçta olması da ayrı bir garip ya.
-Garip falan değil bence de daha büyük ağaçlara bakmalıyız baksana şuradaki baya büyük koş bakalım!!!
Büyük bir heyecanla ağaca doğru koştular ağacın yanına varınca dibini kontrol ettiler evet işaret oradaydı.Elleriyle açmayı deneseler de başaramadılar.
-Ne yapıcaz Samantha?
-Bilmiyorum dur cebime çakı almıştım onla deniyelim.
-Çakı neden ?
-Hazineyi belirtmek için işaret yapmak için getirdim.
-Sizde bu işaretler meşhur galiba,
dedi gülerek.
Sonra ağacın dibini açmaya çalıştılar
zorlansalarda içini açmayı başardılar ve yeni bir mektup tu çıkan.
-Evet Samantha eee şimdi nereye gideceğiz ? yeni bir mektup burada hazinemi olur birde heyecanlandık boşu boşuna.
-Dur Sel dur.
Samantha şaşkınlık ve merakla mektubu eline alıp okumaya başladı.
-Eee ne yazıyor?
-Gidersen gelemezsin yazıyor.
-O ne ya ne saçma bir şey bu.
-Altında da eğer buraya gelmek istiyorsan gözlerini kapa ve otuza kadar say sonra gözünü aç ve gördüğün kapıdan içeri gir.
-Bu ne ya ? Saçmalık bu.
-Bilmiyorum Sel hazine sandığım bir davet çıktı çok şaşkınım.
-Samantha bir kapımı çıkacağını sanıyorsun gerçekten?
-Neden olmasın bunlar normal
şeyler mi ?
-Sırf meraktan deniyeceğim Samantha yoksa bunlar olanaksız.
İkisi de gözlerini kapadı ve otuza kadar saydılar gözlerini açar açmaz bir şimşek çaktı hava tamamen karardı. Yağmur yağmaya,esinti fırtınaya dönüştü. İkisi de korkudan titriyorlardı içlerinde korku ve merak vardı birbirlerinin gözlerine baktılar önlerinde duran kapıya doğru yürüdüler.
Kapıya ulaşıp içeri girdiklerinde kapı ortadan kaybolmuş kara bulutlar dağılmış ve güneş yüzünü göstermişti.Merak uğruna girdikleri kapıda onları müthiş bir serüven bekliyor ailelerinden uzak kalmaları onları daha olgunlaştıracak yaşayacakları sıkıntılar içlerindeki özellikleri ortaya çıkaracak üniversite hayalleriyle tutuşan Sel in hayal devri bitecek istediği liderlik için cesareti artıp büyük bir mücadeleyle yolunda ilerleyip ummadığı sonuçlara ulaşacak.
İki yıl önce yazdığım bir kitaptı hatalarım, yanlışlarım olabilir affola diğer bölümleri merak edenler için.
3.Bölüm 4.Bölüm 5.Bölüm
6.Bölüm 7.Bölüm 8.Bölüm
9.Bölüm 10.Bölüm 11.Bölüm
12.Bölüm 13.Bölüm 14.Bölüm
15.Bölüm 16.Bölüm 17.Bölüm
18.Bölüm 19.Bölüm 20.Bölüm
21.Bölüm 22.Bölüm 23.Bölüm
24.Bölüm 25.Bölüm 26.Bölüm
27.Bölüm 28.Bölüm 29.Bölüm
30.Bölüm 31.Bölüm 32.Bölüm
33.Bölüm 34.Bölüm FİNAL
-Korkma benim adım Samantha burada birini görünce tanışmak istedim.
-Eeee ne var ne oldu?
-Önce tanışalım senin ismin ne ?
-Sel.
-Memnun oldum sel.Ben burada bir hazine arıyorum elimde bir mektup var ve işaretler bu ormana getirdi beni. Büyük babam yıllar önce buraya gelmiş ve bir hazine bırakmış işte bende o hazineyi bulmak için geldim.Bana yardım eder misin?
-Öf ne hazinesinden bahsediyorsun ya o bulunmuştur çoktan,hazine mi kalır bu zamana kadar.
-Ya bulunmadıysa?
-Bulunmuştur haydi git evine.
-Sen bilirsin ben gidiyorum bulacağım bulmam şart bilmediğim yerde kaybolursam sorun değil.
Samantha kırgınlık ve kızgınlıkla ilerlemeye başladı.Sel ise öfleyerek :
-Dur geliyorum nasıl bulacaksın?Ver mektubu okuyayım .
Sel eline mektubu alır almaz suratı bozuldu.
-Burada yazan ingilizce ben ingilizceyi orta seviyede biliyorum sen al oku.Bu arada sen nasıl dilimizi konuşuyorsun?
-Büyükbabam öğretti bana,o burada uzun zaman kalmış gitmeden önce bu ormana gelip hazineyi buraya gömmüş benim buraya gelmemi istiyormuş bu havayı solumamı bu şehri görmemi ,buyüzden buraya gömmüş .
-Anladım mektupta neler yazıyor?
-Bir çeşme varmış doğrumu?
-Evet ormanın kuzey kısmına doğru büyük bir yokuş var o yokuşun kenarında bir çeşme var diye hatırlıyorum bence oradan bahsediyordur.
-Tamam gidelim o zaman.
-Nerelisin sen Samantha?
-İngilizim ben.
-Büyük baban neden buraya gelmiş?
-Büyük babam tarihçi benim gezmeyi araştırmayı çok seviyormuş bu yüzden Türkiye ye gelmiş buranın tarihi yapısını öğrenmek tarihini incelemek için.
-Anladım.
-Sel buranın tarihi açıdan beni bilgilendirebilir misin?
-Tabi ki, burası Bizans döneminde de Osmanlı döneminde de İstanbul'un su kaynağıydı Osmanlının padişahı Kanuni Sultan Süleyman Belgrad seferinin dönüşünde getirdiği Belgradlı insanları buradaki bir köye yerleştirmiş orası Belgrad köyü adını alınca bu ormanda adını o köyden almış.
-O padişah kim?
-Kanuni Sultan Süleyman Osmanlının en güçlü padişahlarından birisi hayatını seferlere adamış devletin sınırlarını baya genişletmiş bir padişahtır.
-Anladım büyükbabamın burayı neden seçtiğini daha iyi anlıyorum burası tarih kokan bir şehir iyi ki geldim.
-Aynen burası tarih şehri bu arada sen nasıl buraya geldin tek misin ailenle mi geldin?
-Tek geldim büyükbabam 1 yıl önce öldü bana bir mektup bırakmıştı 18 yaşına gelince bankada sana para bıraktım birde yeni bir mektup o mektubu oku ve sana bıraktığım hazineyi bul okur okumaz biletimi alıp aileme gezicem diyerek geldim buraya.
-Kızmadılar mı tek gelmene?
-Bana öyle karışmazlar rahat büyüdüm ben ondan rahatça geldim.
-Süper ya bizimkiler başka şehre bile yollamazlar beni.
Birbirleriyle muhabbet ede ede yürüdüler ,tartıştılar ,güldüler.
Birbirleriyle iyi anlaştılar Sel'in kafası bir anlıkta olsa dağılmıştı,merak ve mutluluk hakimdi içinde. Yorula yorula ulaştılar çeşmeye.
-Evet Samantha şimdi ne diyor ?
-Çeşmenin arka tarafında bir ağaç varmış ağacın dib kısmında bir işaret varmış çakıyla kazınmış gibi gözüken.
-Hangi birine bakıcaz? Şu ağaçlara bak !!!
-Haydi Sel bakıcaz mecbur .
Aramaya başladılar arayıp dursalar da ne yazık ki bulamıyorlardı.
Çok yoruldukları için dinlenmeye karar verdiler.Sel dinlenirken bir şeyler düşünmeye başladı ve aniden aklına bir fikir geldi.
-Samantha bence büyük daha büyük ağaçlara bakalım sonuçta bir hazine arıyoruz ağaçta olması da ayrı bir garip ya.
-Garip falan değil bence de daha büyük ağaçlara bakmalıyız baksana şuradaki baya büyük koş bakalım!!!
Büyük bir heyecanla ağaca doğru koştular ağacın yanına varınca dibini kontrol ettiler evet işaret oradaydı.Elleriyle açmayı deneseler de başaramadılar.
-Ne yapıcaz Samantha?
-Bilmiyorum dur cebime çakı almıştım onla deniyelim.
-Çakı neden ?
-Hazineyi belirtmek için işaret yapmak için getirdim.
-Sizde bu işaretler meşhur galiba,
dedi gülerek.
Sonra ağacın dibini açmaya çalıştılar
zorlansalarda içini açmayı başardılar ve yeni bir mektup tu çıkan.
-Evet Samantha eee şimdi nereye gideceğiz ? yeni bir mektup burada hazinemi olur birde heyecanlandık boşu boşuna.
-Dur Sel dur.
Samantha şaşkınlık ve merakla mektubu eline alıp okumaya başladı.
-Eee ne yazıyor?
-Gidersen gelemezsin yazıyor.
-O ne ya ne saçma bir şey bu.
-Altında da eğer buraya gelmek istiyorsan gözlerini kapa ve otuza kadar say sonra gözünü aç ve gördüğün kapıdan içeri gir.
-Bu ne ya ? Saçmalık bu.
-Bilmiyorum Sel hazine sandığım bir davet çıktı çok şaşkınım.
-Samantha bir kapımı çıkacağını sanıyorsun gerçekten?
-Neden olmasın bunlar normal
şeyler mi ?
-Sırf meraktan deniyeceğim Samantha yoksa bunlar olanaksız.
İkisi de gözlerini kapadı ve otuza kadar saydılar gözlerini açar açmaz bir şimşek çaktı hava tamamen karardı. Yağmur yağmaya,esinti fırtınaya dönüştü. İkisi de korkudan titriyorlardı içlerinde korku ve merak vardı birbirlerinin gözlerine baktılar önlerinde duran kapıya doğru yürüdüler.
Kapıya ulaşıp içeri girdiklerinde kapı ortadan kaybolmuş kara bulutlar dağılmış ve güneş yüzünü göstermişti.Merak uğruna girdikleri kapıda onları müthiş bir serüven bekliyor ailelerinden uzak kalmaları onları daha olgunlaştıracak yaşayacakları sıkıntılar içlerindeki özellikleri ortaya çıkaracak üniversite hayalleriyle tutuşan Sel in hayal devri bitecek istediği liderlik için cesareti artıp büyük bir mücadeleyle yolunda ilerleyip ummadığı sonuçlara ulaşacak.
İki yıl önce yazdığım bir kitaptı hatalarım, yanlışlarım olabilir affola diğer bölümleri merak edenler için.
3.Bölüm 4.Bölüm 5.Bölüm
6.Bölüm 7.Bölüm 8.Bölüm
9.Bölüm 10.Bölüm 11.Bölüm
12.Bölüm 13.Bölüm 14.Bölüm
15.Bölüm 16.Bölüm 17.Bölüm
18.Bölüm 19.Bölüm 20.Bölüm
21.Bölüm 22.Bölüm 23.Bölüm
24.Bölüm 25.Bölüm 26.Bölüm
27.Bölüm 28.Bölüm 29.Bölüm
30.Bölüm 31.Bölüm 32.Bölüm
33.Bölüm 34.Bölüm FİNAL
Sende de ne cevheler varmış.Bu yaşta yıllar önce kitap yazmak.Valla tebrik ederim seni :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim umarım begenirsiniz :)
YanıtlaSilTebrik ederim ne güzel yalın bir dille yazmışsın...
YanıtlaSilHem tarihçi,hem edebiyatı bravo kardeşim..
Başarıların herzaman daim olsun 🙏
Çok teşekkür ederim İnci Abla :)
Sil